Dinleyicilerinin bir kısmı ona hayrandı, geri kalanları ise ondan nefret etmeye bayılıyorlardı. Programlarında banyo yaparken canlı yayına katılıp çılgın fantezilerini anlatanlara kadar herkese yer vardı. Radyo da yasaklı sözcükler kuralı uygulanırken bu sansürü ilk kıran ve dinleyicileri ile işbirliği yapıp parolalarla konuşan yine o oldu. Howard Stern’ün kendi yazdığı kitaptan beyazperdeye uyarlanan otobiyografik filmin başrolünü doğal olarak Howard Stern’ün kendisi üstlenmiş. Radyodan sonra televizyona çıkan Stern, kendi hayatı dahil her şeyi açıkça konuşabildiği için Amerika’nın en çok sevilen ve aynı anda nefret edilen insanlarından biri.