Tekerlekli sandalyeye mahkum olarak yaşayan 1930 ların süper starı Blanch Huston (Joan Crawford) ile eski çocuk yıldız, deli kız kardeşi Jane Huston(Bette Davis) yıkılmaya yüz tutmuş malikhanelerinde, oyunculuk anlamında birbirlerini lime lime ederek bir Hollywood Grand Guignol destanı anlatıyorlar. Boynuz kulağı geçer misali sonradan oyuncu olarak eski çocuk yıldız kardeşinin şöhretini gölgeleyen, onu kenara iten, bütün ilgiyi üzerine çekerek, şöhretin doruğuna çıkan Blanche geçirdiği bir kaza sonucu sakat kalır. Hikaye Blanche ı sakat bırakan o kazanın üzerine kurulur.Görünürde birbirlerinden nefret eden, bu iki kızkardeş gerçekten birbirlerini öldürecek kadar işi ileri götürecekler mi ? Yeniden şöhrete dönüşün hayalini kuran, planlar yapan, eski elbiseleri ile evin içinde salınan kız kardeşini ölesiye kıskanan alkolik, deli Jane mi ? yoksa masumiyetin sembolü kapalı kutu